Menu


Hava Durumu



   Haftalık Yazılar

HASETLİK SENDROMU

 Hatırlanacağı üzere marka siyasetçi ve Erzurum isimli bir yazı kaleme almıştık. Maksadımız şehrin gündemine konuyu taşımak ve eli kalem tutan, düşünen, fikir üreten aydın kesimin düşüncelerini alarak bir durum tespiti yapmaktı. Buradan yola çıkarak sebep ve sonuç ilişkileri içerisinde ortak hafıza kullanarak insanımıza olan toplumsal sorumluluk görevimizi yerine getirmekti. Bu konu ile ilgili olarak Erzurum gazetesinin internet ortamında yapmış olduğu anketleri ve yazımızla ilgili bazı yorum ve düşünceleri objektif bir biçimde iyi tahlil ettiğimiz zaman önemli değerlendirmeler yapabiliriz sanırım. Yapılan ankette % 84 lük bir oranla marka siyasetçiye ihtiyaç duyduğumuz ifade edilmiş bu tercihin doğru bir tespit olduğundan kimsenin kuşkusu yoktur zannediyorum. Anketin ikinci bölümünde siyasette marka isim çıkaramamızın sebebi sizce nedir? Diye sorulmuş aşağıdaki gibi bir sonuç elde edilmiş;
Milletvekili seçilirken tabana danışılmaması : % 21, Siyasetin genel merkez ağırlıklı olması : % 21, Çekememezlik : % 25, Marka siyasetçinin olmaması : % 26, Bizden bir şey olmaz anlayışı : % 2, Beşeri sermaye yetersizliği : % 4
Bu tablo incelendiğinde 3 ve 4 üncü katagoriler de oy oranlarının çokluğu dikkat çekmektedir. Yani çekememezlik ve marka siyasetçinin olmaması.
Aslında tespit edilen durum çekememezliktir. Şöyle ki : Çekememezlik (hasetlik) duygularının olduğu yerde marka siyasetçinin olmayacağı aşikardır. Marka siyasetçinin bulunduğu ortamda düşük bir vasıf olan çekememezliğin olmaması elbette akla en yatkın durumdur. Ünlü bir düşünürün “yükselenleri çekemezler böyle bir durumda kendileriyle yükselen kişiler arasındaki uzaklık değiştiği için göz yanılmasına düşerler başkaları yükselirken kendileri alçalıyor sanırlar” ifadesi ile tespitimizi biraz daha aydınlatabiliriz. O halde hastalık belli olmuştur. Öncelikle bunun tarifini yapmak , onu tanımak sonrada gerekli tedaviler peşinde koşmak en sıhhatli yol olmalıdır. Bu çekememezlik (hasetlik) hastalığının tariflerini evrensel düşünce sistemlerinde ve kendi kültür iklimimiz içerisinde aramamız gerekir. “ aylak bir tutku” olarak yorumlanan bu durum bir insanın durmaksızın başkalarını engellemek, yolunu kesmek için kötü düşüncelerle meşgul olması çalışan ve üreten insanların önüme setler çekilmesi onların yaptıklarını yıkmaya çalışmasıdır. Bir başka tanımla “ çekememezlik çok parlayanları söndürüveren bir kovma cezasıdır. Dolayısıyla da büyükleri ileri gitmekten alıkoyan bir dizgindir. Anketten çıkan durumu teyit eden şu sözler bizde marka siyasetçi neden yok sorusuna bir cevap olabilir mi. Adi bir hastalık olarak nitelendirilen bu negatif olgu siyasetimizde, ticaretimizde, ilişkilerimizde kolektif bir ruh oluşturmamızda ne kadar etkin. İslami açıdan incelendiğinde haset çok kötü bir günah olarak bilinmektedir. İslam peygamberi “ ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi haset de güzel amelleri yiyip bitirir” ifadeleri ne kadar çarpıcıdır.
Özetle haset eden kemale düşmandır. Tam ve mükemmel olan kendisinde bulunmayan her şey onu rahatsız eder diyebiliriz.
Bu şablondan da anlaşılacağı üzere marka siyasetçilerin şehrimizden çıkmaması izah edilebilir bir durumdur. İzahını yapmaya çalıştığımız tariflerden yola çıkarak yazımızla ilgili 3 düşünceyi yorumlarınıza bırakıyorum.
1- ……. Benzeri bir açıklamada er-vak başkanımız Erdal GÜZEL’ den geldi gelmesine de seçimden sonra gönül böylesi açıklamaların diğer sivil toplum örgütleri tarafından da yapılmasını tercih ederdi. Elbette ki seçimden önce……(Davut sarı)
2- Sözler güzelde icraat sıfır. Sayın başkan ER_VAK’ ı biz sadece sultan sekisiden biliyoruz. Malum çaşır ve civil peynir faslından bu alanda şimdiye kadar hiç görmedik. (Osman aktürk)
3- Ben şahsınızda sayın başkan Erdal GÜZEL Beyi tebrik ederim.Bu güzel tespitine ve satır aralarında bile bana göre etkili ve doğru vurgu yaptığı aşikardır.böyle yazıların devamını dilerim.başarılar...( mensur durmuş)
Dini ve milli hassasiyetleri ile tanınan Erzurum’da bu durumun yaygın olmasının sebepleri nelerdir. Bunun bir geçmişi varmıdır. Nereden sirayet etmiştir. Nasıl olgunlaşmıştır. Topluma zararları neler olmuştur ve olmaktadır. Çözüm reçetelerinin kendi inanç sistemimiz içerisinde olduğunu bilmemize rağmen pratik hayatımızda bu kötü olgudan nasıl vaz geçeceğiz, bunun uygulaması nasıl olacak, işte bu soruların cevaplarını mutlak bulmak, gelecek Erzurum’a bırakılacak en büyük miras olacaktır. Hani motorlu taşıtların olmadığı zamanlarda caddelerimizde birbirinden fiyakalı onlarca fayton dolaşırdı. Faytoncuların “ haber ol çocuk, haber ol asker “ nidaları faytonların korna sesleri ile karıştığı günlerde biz çocukların en büyük zevki faytona binmek, hele birde faytoncunun yanına otururda faytoncuyla arayı kurup atın dizginlerini tuttuğumuzda dünyanın en bahtiyar insanı olurduk. Bu zevki tatmamız çok özel durumlarda olurdu. İmkan ve para yoksa biz çocuklar için çözüm vardı. Sessizce giden faytonun arkasına takılır zevk, korku ve heyecan içinde yol alırdık. Çoğu kez bu takılmanın tam zevkini çıkaracağımız anda yol kenarındaki bazı çocukların “emi emi arkaya kamçı “ ihbarı ile şanslı isek kamçıyı yemeden atlar değilsek birkaç sırımla paçayı kurtarırdık. Şimdi düşünüyorum da bu ihbar değil de bir hasetlik duygusumuydu, nereden gelmişti, bugün bize yansıyanı ne kadar; bilenimiz var mı?
Yengeç sepetine kapak gerekmez çünkü yengeçlerden biri yukarıya doğru tırmansa ikinci bir yengeç onu ayağından tutup aşağı çeker ifadesinin ortalıkta dolaşan bizlerle ilgili cehennem fıkrasını çağrıştığını anlamamız zor olmasa gerek.
Çağdaş, modern ve yaşanabilir tüm kültürel mirasın özüne bağlı, kardeşlik bağları kuvvetli sevginin ve hoşgörünün egemen olduğu, bilginin, liyakatın, erdemin, kalitenin ve adaletin teessüs ettiği bir Erzurum özlemimizdir. Şurası muhakkak ki dadaşlık kavramında hasetlik (çekememezlik) gibi menfi duygulara asla yer yoktur.
Dadaş gıpta eder imrenir ama asla hasetlik etmez selam olsun elinden ve dilinden emin olunan dadaşlara.

Ecz. Erdal GÜZEL
ER-VAK BAŞK.

 


Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK)
Adres : Cumhuriyet Caddesi Kızılay İş Merkezi Kat 3 / 2 YAKUTİYE ERZURUM Telefon : (0442) 233 38 20
Tasarım : www.e-erzurum.net